13 Eylül 2010

2-3 GÜNLÜK KAÇAMAK İÇİN ; AKÇAKOCA

    Bayram tatilini biyerlere kaçarak geçirenlerdendik.Bikaç günlük tatil içinde yakın bir yer olan Akçakocayı tercih ettik(.Ankaraya 2.5 saatlik mesafede).Hafta sonlarını değerlendirmek için ideal olan bu şirin ilçe 3 günden fazlası için sıkıcı gelebilir çünkü gezilebilecek çok fazla bir yeri yok.Bir günde heryeri kolaçan edebir burayı  günübirlikte keşfedebilirsiniz..Kaldığımız pansiyon deniz kenarında olmasından dolayı geceyi dalga seslerinin arasında geçirmek ayrı bir terapi oldu bize.Tatile ,deniz kenarına gidiyorum modunda olan ben güneye değilde kuzeye gittiğim detayını  unutarak bırak denize girmeyi , tiril tiril kıyafetlerimin içinde   dondum.Ama güzeldi,merak gidermeye değerdi.Tekrar gidermiyim ,hayır.Bi defa gitmek yetiyo...İşte bu sevimli yerden objektifime takılanlar:








işte ,bu ilçenin özeti son fotoda saklı.Gezmek ,dolaşmak,yeşilin denizle bütünleşmesini izlemek,şekilli merkez camisini görmek ayrı ,ama ...sahil kenarındaki  balık lokantalarında balık ziyafeti çekmek apayrııı....
                              

20 Ağustos 2010

BİSÜRÜ BROŞ YAPTIM

15 Ağustos 2010

TUBİ' CİM BU SENİN İÇİN...

MUTLU YILLAR ARKADAŞIM ,İYİKİ DOĞDUN,İYİKİ VARSIN..HAYATIMA RENK KATANLARDANSIN..SENİN NEŞEN, ENERJİN, HAYATA GÜZEL BAKIŞIN HİÇ BİTMESİN ...NİCE GÜZEL YILLARA...

14 Ağustos 2010

YENİ KEDİ OBJELERİM

Yeni kedicikler eklendi evimin dekoruna.

Ahşap olanlar tv ünitemin üzerinde yerini aldı.

Diğer miniklerimde mutfağımın köşesinde.
görür görmez ,tereddütsüz kaptım.iyikide yapmışım yerlerine çok yakıştılar.
             Bundan bikaç sene önce İstanbula bi gidişimizde Ortaköyde kedi objeli bir tablo görmüştüm :omuzomuzavermiş iki kedi ay ışığında denize karşı geometrik, karışık bir kompozisyonda resmedilmişti.Karasız  kalmış almamıştım,ne büyük pişmanlık .çok tühledim almadığıma.Nedir benim bu kedi objelerine  düşkünlüğüm,anlamıyorum.evde kedi besleyemem ,o kadar ilgimi çekmez canlısı..ama kedili figürler ,objeler nedeni bilinmez bi şekilde hastasıyım.

Bu sevimli sticcarlarıda  yeni evlendiğimizde almıştım .Koridorumda yerini aldı.Ev sahibim pek memnun kalmayacak.taşınırkende miniklerime veda etmektende ben pek hoşnut olmıyacağım.

25 Temmuz 2010

HİÇ TATİLİNİZİ CAMPİNG YAPARAK GEÇİRDİNİZ Mİ?

        Hayır diyenlerdenseniz,mutlaka ama mutlaka deneyin.Otel konforundan uzak belki,ya da yeme içme hazır bi şekilde önünüze sunulmayabilir ama orman içerisinde kurulmuş bir karavanda yada çadırda tatil yapmanın keyfine vardığınızda bu keyfi tekrar tekrar yaşamak isteyeceksiniz eminim.
       Küçüklüğümde bikaç kez ailemle yaptığım çadır kampı tatilimi bu sene eşimle beraber yaptım.Onun için ilk tecrübeydi .Sanırım bu son olmayacak..


(kamp alanının girişi)


           İnternetten araştırarak buldum bu kamp alanını : Hipocamping..İzmir- Gümüldürde..Orman içinde ,denize sıfır...İster hamağınızı kurup sallanabileceğiniz,ister çam ağaçlarının kokusu,cırcır böceklerinin sesleri arasında kafa dinleyebileceğiniz ,ister balık tutup ,plajında mangal yakabileceğiniz bir tatil...


(kamp alanından bazı görüntüler)

                      (normalde traktör dolaşmıyor tabii.haftanın bazı günleri çöpleri toplamak için geliyorlarmış...)

                                  İşte bu benim favori çadırım...Ne keyif...                                                              Çadırın içinde yok yok....Tv ,buzdolabı,şezlong,salıncak,lazerli ışıklandırma,çocukları için hazrlanmış cibinlik,rüzgar gülü,fenerler vs....adam kendi çadırının çevresine çimen dahi dikmiş  biçiyordu..Aşmış artık ..Çadırda tatil yapmak yaşamının bir parçası olmuş ..Sezonluk kamp yapanlardan.Evinin bütün lüksünü ,konforunu, şıklığını çadırına taşıyanlardan.Çadırı böyleyse evi kimbilir nasıl ki dedirtenlerden...Çadır kampı apayrı bi kültür,apayrı bir zevk,apayrı yaşam biçimi..Ben bu tatilimde bunu anladım....


                İşte bu da bizim kaldığımız mütevazi  çadırımız...Kendinize ait bir çadırımız , karavanımız olmadığı için kamptan kiraladık; buzdolabı,masa sandalye içinde...Kendi çadırını kurmuş,bütün lüksünü çadırına taşımış olanlar yanında biraz komplekse girdik ,onlarınınkinin yanıda gecekondu gibi duruyor ama olsun deneyim kazandık...
Bu da eşsiz plajı.Denizi muhteşem,pırıl pırıl.Şemsiyelerden ve şezlonglardan ücretsiz faydalanabiliyorsunuz.

                                  Kamp alanının yan tarafındaki  yine aynı şahsa ait otelin (Deniz atı )  havuzundan ,diskosundan,animasyonlarındanda ücretsiz olarak faydalanmak mümkün.Kamp yerinde yemek yapmak istemeyenler için yine restoranda mevcut..

                     Neden mi bu kadar çok detaya indim; çünkü çok memnun kaldığım  ve yaşadığım bu farklı tecrübeyi ,farklı tatil anlayışını tanıtmak istedim..Üstelik çokta hesaplı.Normal de 3-4 yıldızlı bir otelde yapacağınız masrafın yaklaşık üçtebir fiyatına yapacağınız çok ekonomik bir tatil ...
                      Gidin...Görün...Tatilinizi birde bu açıdan yaşayın....      

ÖYLE BİR KUMAŞ İŞTE : KIPIR KIPIR..

          Niye bu kumaşı her görüşümde kıpır kıpır olurki içim ...
          Tatile giderken verdiğimiz molaların birinde yine çıktı karşıma ..hem de bi salıncağı renklendirmiş,şenlendirmiş  bi şekilde...Doğanın içinde...yeşillikler arasında...' ahşapla uyumun ne hoş olmuş'...bu salıncaktada harika görünüyorsun....Balkonuma da yakışmıştın... pasaj da gördüğüm çantalara da.... Ne hoş bi kumaşsın,nası  bir enerjin var senin...

18 Mayıs 2010

ORİGİNAL PAPERCUT